İlim öğrenmekle ilgili Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim ilim talebi için yolculuk yaparsa onlardan razı
oldukları içindir. Muhakkak ki gökte ve yerde bulunanlar ilim talebesi için
istiğfar ederler. Hatta denizdeki yunus balığı bile. Âlimin abide üstünlüğü
bedir gecesinde ayın yıldızlara üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler Allah
onu cennete götürecek yola sokar. Muhakkak ki melekler kanıtlarını ilim
talebesi üzerine gererler. Bu Nebilerin varisleridir. Nebiler, geriye ne
dirhem, ne de dinar bırakıyorlar. Onlar ancak ilmi miras olarak bırakırlar. Kim
ondan alırsa büyük bir pay ve kazanç almış olur.Buhari 10, Ebu Davud 1, Tirmizi
19, İbni Mace 7
İlim öğrenmemek ikiye ayrılır:
1) Farzı Ayn:
Yapılması mecburi olan farzlardır. Yani öğrenilmesi zorunlu
ilimler, ilimde öğrenilmesi şart kısımlar vardır.
Kelime-i şehadeti getiren kişi Müslüman olur. Yahutta hemen
hemen aynı manaya gelen “Lailahe illallah Muhammeder Rasulullah” dediği an
Müslüman olur.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İlim talebi her Müslüman erkeğe ve kadına farz
kılınmıştır.”Taberani Mucemu'l-Evsad 9
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İlim öğrenirken ölen kişi cennette benimle arasında bir
derece vardır.”Darimi 1/100
Ali (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Din dört şeyle kuvvetlenir:1) İnsanlara ilim öğreten
âlim,2) Cimrilik etmeyen zengin,3) Dünya karşılığında ahiretini satmayan
fakir,4) İlim öğrenmeye karşı büyüklenmeyen cahil.Eğer âlim ilmini gizler,
zengin malından cimrilik eder, fakir dünyası karşılığın da ahiretini satar ve
cahil ilim öğrenmeye karşı büyüklenirse gerisin geriye döner.
İlim Öğrenmede Nöbetleşme
Ömer bin Hattab (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:
“Ensardan bir komşum ile beraber Beni Ümeyye bin Zeyd
yurdunda idim. Bu Medine'nin Asali denilen semtindedir. Bir şey öğrenmek
ümidiyle Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına nöbetleşerek
giderdik. Bir gün o gider, bir gün ben giderdim. Ben gittiğim zaman o gün vahiy
vs. dair ne duyarsam haberini komşuma getirirdim. O da gittiği zaman böyle
yapardı. Ensar arkadaşım bir gün dönüğünde kapıyı pek şiddetli çalarak:
−Burada mı?” diye sordu ben korktum.
Yanına çıktım bana:
−Büyük bir olay oldu, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) hanımlarını boşadı dedi.
Ömer (Radiyallahu Anh):
−Ben zaten böyle bir olay olacağını zannedip duruyordum
dedi.
Sabah namazını kılınca giyinip kuşandım sonra Medine'ye
Hafsa'nın yanına gittim. Baktım ki ağlıyor.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sizleri boşadı mı?
diye sordum.
Hafsa:
−Bilmiyorum dedi.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına
girdim ve hanımlarını boşadın mı dedim?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−“Hayır” dedi.
Bunun üzerine bende:
−Allah-u Ekber dedim.”Buhari 7
2) Farzı Kifaye:
Her Müslümanın yapmak zorunda olmadığı şeylerdir. İlimde de
öğrenilmesi zorunlu olmayan konular olabilir. Allah (Azze ve Celle) şöyle
buyuruyor:
“Mü'minlerin hepsi birden toplanıp seferber olacak değillerdir.
Her topluluktan bir gurubun toplanıp dini iyice öğrenmeleri ve kavimleri
kendilerine dönüp geldikleri zaman Allah'ın yasakladığı şeylerden sakınanlar
için onları uyarmaları gerekmez mi?”Tevbe 122
Allah cihad edenlere Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
yanına bulundukları ve cihadda oldukları zaman da yeni inen hükümlerle inzar
edildikleri vakit onu kabul etmeleri farz kılınmıştır. Ayette, Allah kullarına
farz kıldığı ubudiyeti yerine getirmelerini iki kısma ayrılır:
İlim Tahsil Ederken Niyet
Bu Konu İle İlgili Hadisler Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)
şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ettiği dualardan
biriside şu idi:
“Allah'ım! Fayda vermeyen ilimden, kabul edilmeyen duadan,
korkmayan kalpten ve doymayan nefisten şüphesiz sana sığınırım.”İbni Mace 250
(2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
'Allah'ın rızasının kazanılması için talep edilmesi gereken
bir ilmi öğrenen bir kimse, sırf dünya menfaati için bu ilmi öğrenecek olursa
kıyamet günü cennet kokusunu bulmayacaktır' dedi.”İbni Mace 252
(3) Huzeyfe (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
'Âlimlere karşı böbürlenmek övünmek veya cahillerle münakaşa
etmek ve yahut halkın teveccühünü kendinize çevirmek için ilim öğrenmeyiniz.
Kim böyle yaparsa o kimse ateştedir' buyurdu.”İbni Mace 259
(4) Ömer bin Hattab (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
'Ameller ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne
ise eline geçecek olan ancak odur. Artık elde edeceği bir dünyalık veya
nikâhlayacağı bir kadından dolayı hicret etmiş bir kimse varsa (Allah'ın ve
Rasulünün rızasını değil) hicretinin sebebi elde edeceği şeyeler içindir'
buyurdu.”Buhari
(5) Ömer bin Hattab (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
'Ameller niyetlere göredir. Bir kimse niyet ettiği ne ise
eline geçecek olan ancak o dur. Artık herkimin hicreti Allah'a ve Rasulüne ise
onun hicreti Allah'a ve Rasulüne'dir. Herkim de elde edeceği dünyalık veya
evleneceği kadın için hicret etmiş ise onun hicreti de o
sebepledir'buyurdu.”Müslim 1907
Evet, ameller niyetlere göredir. Örneğin; Dünya için ilim
öğrenenlerin en başında Karun gelmektedir. Kâfirler içinde en fazla zenginliğe
sahip olan da odur. Karun Tevrat'ı ezbere biliyordu. Bu yüzden gariplere “Bu
zenginlik bana ilmimden dolayı verildi.” diyordu. İlim Allah için
öğrenilmelidir. Niyetimiz her zaman sahih olmalıdır.